Hukukumuzda hasta hakları ihlalleri durumunda uygulanacak esaslar Hasta Hakları Yönetmeliği ile belirlenmektedir. Hasta Hakları Yönetmeliği'nin 42. maddesinde hastanın açıkça şikayet, müracaat ve dava haklarını saklı tutmuştur.
Bu bağlamda hukukumuza yeni eklenmiş ve uygulamada yeni yeni rol üstlenmekte olan Tüketici Hakem Heyetleri özel ve sınırlı olarak faaliyetle göstermekle birlikte kararları açısından adeta bir mahkeme gibi bağlayıcı özellik göstermektedir. Bu heyetlerin genel olarak sorumluluğu tüketici sözleşmelerinden kaynaklı uyuşmazlıkları daha hızlı bir şekilde çözmek ve tüketici mahkemelerindeki iş yükünü azaltmak üzerine kurulmuştur. Sağlık kurumları açısından bu kurulun kararları bağlayıcı olmakla birlikte tüketicinin son zamanlarda ilk yol olarak başvurduğu aşama Tüketici Hakem Heyetleridir.
Sağlık hukukunda Tüketici Hakem Heyetleri genel olarak sağlık kuruluşu ile tüketici(hasta) arasındaki uyuşmazlıkları gerek görüldüğünde bilirkişi raporuna başvurarak belli başlı seçilmiş üyelerden oluşan kurul ile karara bağlamaktadır ve bu kurul kararları icra edilebilir niteliktedir. Bu kararlara karşı itiraz yolu Tüketici Mahkemelerine ilamın tebliğinden itibaren 15 günlük hak düşürücü süre öngörülmüştür. Ne yazık ki tebliğin yapıldığı tarihten itibaren 15 günlük süre içerisinde Tüketici Mahkemesinde bir itiraz davası açılmaması durumunda karar kesinleşecek ve bu karara karşı herhangi bir kanun yoluna gidilmesi mümkün olmayacaktır.
Sağlık kuruluşlarının bir şikayet akabinde Tüketici Hakem Heyeti'nin kurumdan talep etmiş olduğu evraklar ve savunmalar bağlamında kendisini açık ve net bir şekilde ifade etmesi ve savunmada bulunması, sürecin uzayıp mahkeme yargılamasına gitmemesi için ciddi önem arz etmektedir. Bu aşamada sürecin hakem heyeti noktasında bitirilmesi gereksiz bir yargılama süreci ve yargılama giderlerine maruz kalmamak açısından önemlidir.
Bu aşamada kurumlar açısından akıllara gelecek ilk soru ise şikayete konu Hakem Heyeti Kararı'nın icrasının durulup durdurulamayacağıdır. Normal şartlarda icra hukukunda ilamlı icra takibinin durdurulabilmesi yolu icra dairesinden tehir-i icra talep etmek olmakla birlikte Hakem Heyeti Kararı'na itiraz yolu istinaf veya temyiz gibi bir kanun yolu olmadığı için tehir-i icra talep edilememekle birlikte Tüketici Mahkemesinden karar ile ilgili itiraz davasını açarken tedbir talep edilebilmektedir. Tüketici mahkemelerinde davayı açarken tedbir talepli açmak icranın durdurulabilmesi açısından çok önemlidir. Aksi taktirde hakem heyeti kararı ile ilamlı icraya konu edilecek bir takipte kararın icrasına bir müdahale edilemeyecektir.
Hakem Heyeti Başvuru Sınırı Nedir?
2023 Yılı için Tüketici Hakem Heyetlerine başvuru için uyuşmazlık bedeli sınır 66.000 Türk Lirası olarak belirlenmiştir. Bu sınırın üzerindeki uyuşmazlıklar için hakem heyeti uyuşmazlık konusunda esasa girmeden şikayeti reddedecektir.
Tüketici Hakem Heyeti Kararı'na karşı Tüketici Mahkemesinde açılacak olan itiraz davasında tüketici mahkemesinin kararı KESİNDİR.
Comentarios